Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Okuduklarımdan Notlar-1

Resim
                                 HOMO DEUS🍃  Hepimizin "Homo Sapiens(Düşünen İnsan)" yazarı olarak bildiğimiz, tanıdığımız Yuval Noah Harari tarafından yazılan ikinci kitabı olarak da nitelendirilen "Homo Deus(İnsandan Tanrıya)" kitabından notlar paylaşmak istiyorum.   'Deus' kelimesi  Lâtince 'Tanrı' ve Yunanca da 'kutsal' anlamlarını taşıyan ve içeriğiyle de tanrının varlığını sorgulayan bir yapısı var.  Üç kısımdan oluşan Homo Deus kitabı Sapiens'in yaşamını anlatıyor. Günümüzde yaşayan bir insanın doğum, yaşam, ve ölümünü anlatır gibi genel olarak anlatıyor.  📍 Birinci Kısım:   "Homo Sapiens Dünyayı Fethediyor "   Antroposen  ve İnsanın Alametifarikası alt başlıkları ile insanlığın başlangıç dönemini anlatmıştır.  Antroposen kısmında insanoğlunun dünyaya olan etkisinin en üst düzeye çıktığı Sanayi Devrimi'nden bugüne olan süreci bir nev-i  İnsan Çağı da denen bölümü anlatmaktadır.  İns

Kendi Kulağını Kesen Adam

Resim
📍 VİNCENT VAN GOGH 🍃  30 Mart 1853 yılında dünyaya gelen Vincent Van Gogh  çocukluk yıllarında çok sessiz bir yaşam sürmüştür. Gençliğinde sanat simsarlığı yapan Vincent, Londra’ya gönderilince bunalıma girmiştir. Bu dönemde dine yönelmiş, Belçika’nın güneyinde “Protestant misyoner” olarak çalışmıştır. Sağlığı bozulunca ebevnlerinin yanına dönmüş ve 1881 yılında resim yapmaya başlamıştır. Resim yapmaya kardeşi Theo ısrarıyla başlayan Vincent malzemelerini kardeşinin göndermiş olduğu maddi yardımla karşılamaktardır. Bu durumu kabullenmeyen Vincent yaptığı resimleri bi nevi para karşılığı Thao’ya göndermiştir.  1882’de amcasının Lahey’de ayarlamış olduğu şehrin 12  manzarasının resmedilişi Vincent’in perspektif tekniğini geliştirmiştir. 1883-1885 yılları arasında köylüleri konu aldığı resimler yapan Vincent Londra’da gezmiş olduğu bir müzede kendisi gibi köylü resimleri konu edinen François Millet ve  Jules Breton’dan çok etkilenmişti.  Resim yaptığı ilk 6 yılında kendinini b

Biraz Sanat-1

Resim
📍 The Kiss  Gustav Klimt tarafından 1907-1908 yılları arasında yapılan bu resim çağının ve günümüzün en beğenilen yapıtları arasındadır. Yapıtın kahramanı Avusturyalı Sembolist ressam Gustav Klimt tarafından altın varak, gümüş ve platin içeren bir tuval üzerine yapılmış bir yağlı boya eseridir. 1907 ve 1908 yıllarında, akademisyenlerin “Altın Dönem” dediği dönemde yapılmış, ve 1908'de Liebespaar (sevgili) başlığı altında sergilenmiştir.  1908 yılında tamamlanan resim Australian Gallery’de sergilenmiş. Ancak bu sergiye rağmen resim henüz bitmemiş, bazı dokunuşlara ihtiyacı vardı. Buna rağmen Belvedere Müzesi bu resmi satın alarak koleksiyonuna ekledi. O zamanın parasıyla 240.000 dolar verilerek alınan bu resim Avustralya’da o zamana kadar satılan en pahalı resim oldu. Orijinalinde 180 cm x 180 cm boyutlarında, yani kare olan resmin reprodüksiyonları, posterlere, kartpostallara vs. uygun hale gelmesi için sağ ve soldan kırpılarak dikdörtgen haline getirilmiştir.  Bir uçuru

Şehirlerden Efsaneler -1

Resim
 📍 Anavarza Kalesi Efsanesi 🍃 Adana'nın Çukurova ilçesinde Ceyhan ırmağının kenarında yüksek bir dağ vardır. Zamanında dağın etrafında yaşayan halk kralları için bu dağın tepesine bir kale inşa ederler. O zamanlarda şehirde yaşayan taş ustaları, taştan oymalarla evleri ve meydanları süsler, insana şaşkınlık verecek, hayranlık duyulası eserler yaratırlarmış. Ve bu dağın üstüne kale yapmak için çok çalışmışlar. Dillere destan bir kale yapan ustalar su yolunu bir türlü bulamamışlar ve çok az miktarda gelebilecek bir su yolu yapmışlar. Fakat insancıl ve merhametli kral pek ses etmemiş bu duruma, halkı ile mutlu mesud yaşar her gece evlerden kahkaha sesleri duyulurmuş. Kale bittiğinde ise bölgenin halkı Anavarza'lılardan oluştuğu için Anavarza Kalesi olarak nam salmış. Tek girişi olan kale çok korunaklı ve sağlam yapılmış. Günümüzde hâlâ kalıntıları bulunan bu kalenin bir de efsanesi varmış. Efsaneye göre;  Birgün Sis Kralı‘nın elçisi, Anavarza Kralı‘na gelmiş ve  “Ulu S

Korku

Resim
  Bir Roman Bir Yorum                                           KORKU🍃 Merhaba sevgili okurlar, gün içinde tek solukta okumuş olduğum korku kitabını iki yönlü düşünmek istiyorum. 📝 Konusu bir bütün olarak ele aldığımızda, tesadüf olarak gördüğü ihanet etmiş eşine ders vermek isteyen adamın ufak bir oyunu.  Kahramanımız Fritz 8 yıllık eşinin kendisi anlattığında avukatlık iç güdüsüyle ona bir ders vermek ister. Bu derste onun kendisine itiraf etmesi için şantaj yapması için birini tutar. Fakat kadın itiraf yerine intihar etmeyi tercih ederken son anda eşi her şeyi itiraf eder. 📝 Sizler böyle bir durumda olsanız ne yaparsınız? Eşinizin ihaneti sizin ona ders vermeniz için bir oyuna mı sevk eder yoksa direk yüzüne söyler misiniz? 📝Olayı kadın tarafından düşünürlerse haftalardır işkence çeker, korkusu onu yer bitirir ne yapacağını bilmeyen bir duruma sokar. İntiharın tek çözüm olduğunu düşünür. Adam tarafından düşünülecek olursa eşine ders verip kendi itiraf etmesini